MAAŞ HACİZ MÜZEKKERESİNE CEVABIN KEP YOLUYLA VERİLMESİ VE UYGULAMA HAKKINDA BİLGİ NOTU

İcra İflas Kanununun (İİK) 83. Maddesi uyarınca işçinin maaşı üzerinde kısmi haciz işlemi uygulanabileceği hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda, hakkında icra takibi başlatılan borçlu kişinin bağlı olarak çalıştığı işverene, dosya alacaklısının talebi doğrultusunda, İİK 355 ve devamı maddeleri gereğince icra dairesi tarafından maaş haciz müzekkeresi gönderilebilmektedir.

İcra dairesinin gönderdiği maaş haciz müzekkeresine istinaden işveren, icra takip dosyasına 7 günlük yasal süresi içerisinde geri bildirim yapma yükümlülüğü altında tutulmaktadır. Bu bakımından dosya borçlusunun işvereni, kanun koyucu tarafından muhatap olarak alınmakta ve sorumluluk altında bırakılmaktadır. Bu süreye riayet edilmemesi durumunda işveren, alacaklının talebiyle icra takip dosyasına borçlu sıfatıyla eklenecek olup, müzekkereye yasal süresi içerisinde cevap vermediği tarihten itibaren dosya borcundan sorumlu olacak ve işverenliği nezdinde haciz işlemleriyle karşı karşıya kalabilecektir. Dolayısıyla yasal süreye riayet edilmesi, işverenlik nezdinde doğabilecek maddi sorumluluğun bertaraf edilmesi açısından oldukça önemlidir.

Maaş haciz müzekkeresi elektronik tebligat (UETS) veya fiziki tebligat şeklinde işverenliğe iletilebilmektedir. Elektronik imzalı biçimde elektronik tebligat adresine iletilen maaş haciz müzekkereleri bakımından tebligatın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen 5. günün sonunda yapıldığı kabul edilecek ve 7 günlük yasal cevap süresinin hesabında 5. gün ilk gün olarak sayılmaya başlanacaktır. PTT kanalıyla fiziki olarak iletilen tebligatlarda ise tebliği izleyen ertesi gün 1. gün olarak sayılarak 7 günlük yasal cevap verme süresi hesaplanacaktır. Ancak her halükarda maaş haciz müzekkeresine cevap verilirken tebligatı alma yöntemi ve buna istinaden cevabın yasal süre içerisinde yapıldığını icra dairesine belirtmekte fayda vardır.

Buna göre; maaş haciz müzekkerelerine yasal süresi içerisinde cevap verildiğinin ispatlanmasının önemi ortaya çıkmaktadır. İspat denince, en kesin yöntem olarak kayıtlı elektronik posta (KEP) yöntemiyle icra dairesine cevap verilmesi işverenlere önerilmektedir. Zira KEP, elektronik iletilerin gönderimi ve teslimi dahil olmak üzere hukuki delil sağlayan, taraflar arasında kullanılabilen elektronik postanın nitelikli şeklidir. Elektronik imza ve zaman damgası kullanılmak suretiyle gönderici teyidi, alıcı teyidi içeriğin değiştirilmemesi, güvenliği, gönderim ve alım zamanlarının ispatını sağlamaktadır. KEP sistemiyle yasal olarak geçerli olarak elektronik yazışma ve her türlü yasal bildirim yapılması, belge gönderilmesi mümkündür.

Maaş haciz müzekkeresine cevap verilirken dikkat edilmesi gerekli hususlar açısından ise öncelikle işveren, tebligat mucibince işçinin ücretinden haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye gönderme mecburiyetindedir ve 4857 sayılı İş Kanununun “Ücretin Saklı Kısmı” başlıklı 35. Maddesi gereğince işçinin aylık ücretinin dörtte birinden fazlası haczedilemeyecektir. İşveren yukarıda belirtilen süreler içerisinde haczin işleme alındığını ve gerekli kesintilerin yapılacağını icra dairesine bildirmeli ve haczolunan miktarı her ay düzenli olarak daireye göndermelidir. Ancak somut olayın farklılık arz ettiği durumlar söz konusu olabilir, örneğin; işçinin ücretine daha önceden işlenmiş başkaca hacizler mevcutsa tebliğ olunan haczin sıraya alındığının veya haciz müzekkeresinin tebliğ edildiği tarih itibariyle işçinin artık o işyerinde çalışmıyor olduğunun bildiriminin gerçeğe uygun şekilde yasal süresi içerisinde daireye yapılmış olması gerekmektedir.

Görüldüğü üzere, maaş haciz müzekkeresi tebliğ edilmesi işverenlik nezdinde oldukça ciddi sorumluluklar doğurmaktadır. Hatta şahıs işletmeleri ve serbest meslek mensupları bakımından bu sorumluluk şahsi malvarlıklarını da kapsayacak şekildedir. Dolayısıyla işverenliğin, maaş haciz müzekkeresine yasal süresi içerisinde cevap vermiş olduğunun ispat edilebilmesi bakımından KEP yönteminin kullanılması oldukça pratik ve faydalı olacaktır.

Ancak, uygulamada, icra dairelerinin KEP tebligatlarını kullanmadıkları, kontrol etmedikleri bilindiğinden, KEP ile gönderilen cevabın bir suretinin de iadeli taahhütlü posta yoluyla fiziken postaneden ilgili icra dairesinin dosyasına gönderilmesini öneririz. Zira bu suretle, süresinde itiraz edildiğinin/cevap verildiğinin ispatı KEP yoluyla gönderim ile, icra müdür/memurunun cevabı fiili olarak görmesi ise iadeli taahhütlü posta ile ve fiilen sağlanmış olacaktır.

Yararlı Olması Dileğimizle,

B/A Hukuk Bürosu

Paylaş