DÜNDEN BUGÜNE YABANCI YATIRIMLAR; SON DURAK E-TUYS

Bilindiği üzere yatırım iklimi sadece ekonomik değil aynı zamanda hukuki bir iklimdir. Bu durum, yatırımcıların ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alan, açık, anlaşılır ve şeffaf bir doğrudan yatırım mevzuatının varlığını gerekli kılar. 18 Ocak 1954 tarihinde yürürlüğe giren 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu, dönemin doğrudan yabancı yatırımları için gerekli kanuni alt yapıyı sağlayan, oldukça liberal bir mevzuat olmakla birlikte, 6224 sayılı Kanunun isminde "Teşvik" ibaresinin yer almasının nedeni, o yıllar için teşvik unsuru olarak kabul edilebilecek kar transferini mümkün kılması, yerli ve yabancı yatırımcılar bakımından eşit muamele gibi hususları içermesi idi. Ancak Kanunun yürürlükte kaldığı yaklaşık yarım asırlık zaman dilimi içerisinde, ekonomik hayatta yaşanan gelişmeler ve ilgili mevzuatta yapılan değişiklikler, söz konusu hususların teşvik aracı yerine, genel kabul görmüş uluslararası yatırım ilkelerine dönüşmesine neden olmuştur.

1980 sonrasında ithal ikameci politikaların terk edilmesi ve ihracata dönük bir dış ticaret politikasının benimsenmesi ile birlikte yabancı sermaye uygulamalarındaki yetki dağınıklığını gidermek ve bürokratik engelleri asgariye indirmek amacıyla Maliye, Ticaret, Sanayi ve Teknoloji Bakanlıklarıyla Devlet Planlama Teşkilatına (DPT) verilen bütün görev ve yetkiler, önce Başbakanlık’a daha sonra da DPT’ye bağlı olarak kurulan Yabancı Sermaye Dairesine devredilerek, yabancı sermaye için tek muhatap kuruluş meydana getirilmiştir.

14 Ağustos 1991 tarihli ve 436 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlığa bağlı Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bünyesinde bulunan Teşvik ve Uygulama Başkanlığı ile Yabancı Sermaye ve Serbest Bölgeler Başkanlığı, Genel Müdürlük haline dönüştürülerek Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına bağlanmıştır.

17.06.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4875 sayılı "Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu" ile yabancı yatırımlar konusunda tam anlamıyla liberal bir sisteme geçiş yapıldığını söyleyebilmek mümkündür.

18.1.1954 tarihli ve 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunundan farklı olarak 4875 sayılı Kanun, Türkiye'deki yatırım ortamının liberal niteliğini öne çıkaran bir bakış açısıyla hazırlanmıştır. Zira bir ülkenin yatırım mevzuatı, o ülkenin uluslararası yatırımlara olan bakış açısını yansıtması bakımından önemlidir. Doğrudan yatırımlara ilişkin temel kanun olarak tasarlanan yeni "Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu" ile esas olarak, ülkemizin uluslararası yatırımlara yönelik eşitlikçi ve liberal yaklaşımı yansıtılmakta ve kanuna "yatırımcıya açık ve anlaşılır mesajlar veren" ve yatırımcının değişik mevzuatlar gereği sahip olduğu haklar ve tabi olduğu yükümlülükleri gösteren "yasal bir rehber" niteliği kazandırılmıştır.

4875 sayılı Kanun ile 6224 sayılı Kanundan farklı olarak, doğrudan yabancı yatırımların gerçekleştirilmesinde izin ve onay sisteminin bilgilendirme sistemine dönüştürülmesi ve böylece yatırım serbestisi öngörülmüştür. Ancak, kamu düzeni, kamu sağlığı, kamu güvenliği ve kamu yararı gerekçeleri ile 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınlan Hakkında Kanun, 815 sayılı Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayı San'at ve Ticaret Hakkında Kanun, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu, 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu gibi çeşitli mevzuatta kısıtlamalar getiren hükümler yer almakta, 3213 sayılı Maden Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu gibi bazı mevzuatta ise izin alma zorunluluğu öngörülmektedir. 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu da Serbest Bölgelerdeki Yabancı Yatırımlar bakımından diğer bir izin sistemidir. Özel kanunlarda yer alan istisnalar mevzuatta varlığını sürdürdüğü sürece doğrudan yabancı yatırımlar serbestisinin sınırlarını oluşturmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki bu tür istisnalar ülkemize özgü olmayıp, kendi iç dinamiklerine göre birçok ülkenin mevzuatında da yer almaktadır.

Kanunda, Yabancı yatırımcılar açısından önemi dikkate alınarak, kamulaştırmaya ve devletleştirmeye ilişkin mevzuatta yer alan herhangi bir tesisin kamu yararı gerektirmedikçe ve karşılıkları ödenmedikçe kamulaştırılamayacağı veya devletleştirilemeyeceği genel ilkesine ayrıca yer verilmiştir.

4875 sayılı Kanunda, yabancı yatırımcılar için önemi dikkate alınarak uyuşmazlıkların çözümü hususuna ayrıca yer verilmiştir. Buna göre ilgili mevzuatlarında belirlenen koşullarda ve tarafların anlaşması kaydıyla, milli veya milletlerarası tahkim ya da diğer uyuşmazlık çözüm yollarına başvurulabilme imkânı tanınmıştır. Ayrıca yabancı yatırımcılar açısından önemi dikkate alınarak, çalışma izni bakımından çalışma mevzuatına tabi olan yabancı personelin istihdamı konusuna, doğrudan yabancı yatırımları düzenleyen bu Kanunda yer verilmiştir.

4875 sayılı Kanun ile Hazine Müsteşarlığı’na, yabancı ülke kanunlarına göre kurulmuş şirketlere, Türkiye'de ticari faaliyette bulunmamak kaydıyla irtibat bürosu açma izni verme ve bu izinlerin süresini uzatma yetkisi verilmiş olmakla birlikte bu yetki Uygulama Yönetmeliği ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na verilmiştir.

8 Haziran 2011 tarihli 637 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Dış Ticaret Müsteşarlığının tüm hizmet birimleri ile İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi (İGEME) ve Hazine Müsteşarlığının Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlükleri birleştirilerek Ekonomi Bakanlığı kurulmuştur.

Halihazırda 05/06/2003 tarihli ve 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ve buna ilişkin mevzuatın uygulanmasında yetkili kurum Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğüdür.

Yabancı yatırımcılar artık Türkiye’de hem Türk şirketlerle eşit muamele görmekte hem de bazı konularda daha üstün haklara sahip olmaktadır. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun 3. maddesi gereğince;

  • Doğrudan yabancı yatırımların kamulaştırılması veya devletleştirilmesi sınırlandırılmıştır.
  • Ayrıca Türkiye’de elde ettikleri kar ve diğer bazı gelirleri yurt dışına serbest şekilde transfer edebilme güvencesine sahiptirler.
  • Bununla birlikte Türkiye’de şirket açacak yabancılar, olası hukuki problemlerden ötürü milli veya uluslararası tahkim ile diğer uyuşmazlık çözüm yollarına başvurma imkanına sahiptirler.
  • Yabancı personel istihdamı bakımından da çalışma izni kolaylığı sağlanır.
  • Nakit dışı sermayelerinin tespitinde uluslararası değer kuruluşlarının raporları esas alınır.
  • Yukarıda bahsedildiği üzere irtibat bürosu imkanları vardır.
  • Son olarak Türkiye yabancı yatırımcıların haklarını koruyan birçok uluslararası anlaşmaya taraftır.

Yabancı Yatırımcılara Sağlanan Teşvikler Nelerdir?

Yabancı yatırımcılar, yerli yatırımcılara verilecek teşvik ve desteklerden yararlanabilmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  1. 19.06.2012 tarih ve 28328 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar,
  2. 2012/1 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliği,
  3. 26.11.2016 tarih ve 29900 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2016/9495 sayılı Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Karar,
  4. 2018/11201 sayılı Cazibe Merkezleri Programı Kapsamında Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Karar
  5. 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu
  6. 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu

Kapsamında sağlanan yatırım teşvik sistemi, proje bazlı yatırım teşvik uygulamaları, cazibe merkezleri ve teknoloji geliştirme bölgeleri uygulamaları ve bu uygulamalar ile sağlanan teşvik ve destekler olmakla birlikte, Serbest Bölgeler Kanunu hükümlerine göre uygulanan kurumlar vergisi, çalışanlar bakımından şartlı gelir vergisi tevkifatı, KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi ve Ar-Ge teşviği, yabancı yatırımcılara sağlanan kolaylıklardan bazılarıdır.

E-TUYS Sistemi Nedir ?

Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketler ve şubeler tarafından, 4875 sayılı "Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu" kapsamında Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Faaliyet Bilgi Formu her yıl Mayıs ayı sonuna kadar gelir tablosu ve bilanço ile birlikte, Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Sermaye Bilgi Formu yabancı ortakların sermaye hesabına yaptıkları ödemeye müteakip en geç bir ay içinde, Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Hisse Devri Bilgi Formu her hisse değişikliğine müteakip en geç bir ay içinde kâğıt ortamında "Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğüne gönderilmesi gerekmekteydi.

1 Haziran 2018 tarihli ve 30438 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile yabancı yatırımcıların bazı işlemlerinin elektronik ortamda yapılması uygulamasına geçilmiştir. Elektronik Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Bilgi Sistemi (E-TUYS) olarak adlandırılan bu uygulama, Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen Yatırım Teşvik Belgesine ilişkin iş ve işlemlerin yürütüldüğü web tabanlı bir uygulamadır.

Bu yeni uygulamada elektronik ortamda yapılacak olan bildirimlerin sadece yetkilendirilmiş kişiler tarafından yapılabilmesi mümkündür. Yetkilendirme işlemi için öncelikle yetkilendirilecek kullanıcının şirket tarafından seçilmesi gerekmektedir.

1 Haziran 2018 tarihli ve 30438 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te yapılan değişikliklere göre Kanun kapsamındaki şirket ve şubeler;

  1. Yetkilendirmiş oldukları nitelikli elektronik sertifika sahibi kullanıcı vasıtasıyla, yetkilendirmeyi müteakip en geç 1 ay içinde, Bakanlık internet sayfasında erişim sağlanan E-TUYS’a giriş yaparak “Yatırımcı”, “Ortak Listesi” ve varsa “Bağlı İştirakleri” alanlarındaki bilgileri elektronik ortamda doldurarak kaydedilmesini,
  2. Faaliyetlerine ilişkin E-TUYS’ta yer alan EK-1 Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Faaliyet Bilgi Formundaki alanlarını yıllık bazda ve her yıl en geç Mayıs ayı sonuna kadar kullanıcı vasıtasıyla elektronik ortamda doldurarak kaydedilmesini,
  3. Sermaye artışı veya azalışı gerçekleşmesi durumunda en geç 1 ay içinde, E-TUYS’ta yer alan “Ortaklar Listesi” alanını kullanıcı vasıtasıyla elektronik ortamda doldurarak kaydedilmesini,
  4. Sermaye artışı veya hisse devrine istinaden yapılan ödemeler var ise E-TUYS’ta yer alan EK-2 Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Sermaye Bilgi Formundaki alanları ödemeyi takip eden 1 ay içinde kullanıcı vasıtasıyla elektronik ortamda doldurarak kaydedilmesini,
  5. Mevcut yerli veya yabancı ortakların kendi aralarındaki veya şirket dışındaki herhangi bir yerli veya yabancı yatırımcıya yaptıkları hisse devirleri sonrasında, E-TUYS’ta yer alan “Ortaklar Listesi” alanını, hisse devrinin gerçekleşmesini müteakip en geç 1 ay içinde, kullanıcı vasıtasıyla elektronik ortamda doldurarak kaydedilmesini, Sağlamaları gerekmektedir.

Ayrıca, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 02/07/2018 tarihinden itibaren yatırım teşvik belgesi başvurularının ve bu belgelere yönelik revize taleplerinin değerlendirilmesinde, başvuru süreçlerinin sadeleştirilmesi ve bürokratik işlemlerin hızlandırılması amacıyla geliştirilen ve Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen E-TUYS adlı web tabanlı uygulama aracılığıyla başvuru yapılacak ve bu başvurular elektronik ortamda değerlendirilerek sonuçlandırılacaktır. 02/07/2018 tarihinden önce alınmış teşvik belgelerine ilişkin iş ve işlemlerin ise kâğıt ortamında yürütülmesine devam edilecektir.

Kanun kapsamındaki şirket ve şubelerin bilgilerinde (unvan, vergi dairesi, iletişim bilgileri ve benzeri) değişiklik yapılması durumunda Genel Müdürlüğe müracaat olmaksızın Kanun kapsamındaki şirket ve şube adına kullanıcı söz konusu değişiklikleri E-TUYS’ta güncelleyecektir.

E-TUYS Sistemi ile her alanda teknoloji ve bilişimi meslek hayatımıza dâhil eden (Devlet)İdaresi, Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü üzerinden yapılacak işlemlerini de elektronik hizmet ağının bir parçası haline getirmiştir.

Yararlı Olması Dileğimizle,

B/A Hukuk Bürosu

Paylaş